Bir yanımız bayram, babalar günü, birliktelik, bir yanımız tatile kaçış.
Bir yanımız liderler arası görüşmeler, bir yanımız ittifaklar çatırdıyor mu tartışmaları.
Bir yanımız sporda, bilimde başarı, bir yanımız ekonomik zorluklar.
Bir yanımız barış ve huzur içinde olan ülkemiz, bir yanımız yangın yeri dünya.
Bir yanımız evladını bağrına basan babaların gururu, bir yanımız evladının kanlar içindeki küçük bedeni kucağında, acıdan kıvranan Filistinli baba.
Bir yanımız bayram namazına giderken seccadesini kolunun altına sıkıştıranlar, bir yanımız bombalarla yıkılmış cami minaresini siper ederek namaza duran Gazzeliler.
Hani diyor ya Hasan Hüseyin “Yaprak döker bir yanımız / Bir yanımız bahar bahçe…” Öyle.
Arada duruşumuz, aradan bakmamızı gerektiriyor.
Solun cephesi olan Paris’in banliyölerinde “aşırı sağ” zafer kazandı. Beyaz yakalıların yarısı “aşırı sağ”a oy verince ezber bilgiler iflas etti.
Yeni zamanlara 1960’ların bilgi sistemiyle çözüm bulamayız.
Bizde büyük bir potansiyeli olduğu halde sandıklar, “aşırı sağ”ın oylarıyla dolup taşmamışsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin söylemlerinin rolü büyük.
Son dönemde bu sorumlu söyleme, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de dahil oldu.
Türkiye, küçük dar pencerelerden bakarak yönetilemeyecek bir küresel kapışmanın tam ortasında.
Farklılıkların altını çizerek ayakta kalmak olanaksız. Kutuplaşarak çözülemeyecek sorunlarımız var.
Olabildiğince çok ortaklık, benzerlik, iş birliği üretmek zorundayız.
Bölündükçe zayıflayıp kolay lokma olunacağını anlatmanın yollarını bulmalıyız.
Siyasi parti liderleri arasında görüşmeler son derece önemli.
Hem ABD hem de Rusya’dan “Türkiye ile ilişkilerimiz çok iyi” açıklamalarını sağlayan dış politika anlayışımızı desteklemek gerekli.
Bayram sevinçlerimizi, umutlarımızı, benzerliklerimizi, sorunlarımız ve farklılıklarımızın önüne koyma fırsatı veriyor, kutlu olsun.
Ve. Hasta yatağında bile yaşama sımsıkı tutunan babam, babalar gününü kutluyor, ellerinden öpüyorum.
Diyalog önemlidir
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özgür Özel’in aralarındaki diyalog, ılıman bir iklim getirdi.
Sorunlar çözülmedi ama çözülecek hissi verdi. Pozitif psikoloji, pozitif sonuçlar doğurur.
“Diyalog” olumlu sözcük. İletişimde değeri büyük.
Birkaç yıl önce, doktora öğrencim Ilgar’a tezi için diyalog üzerine hangi tezlerin yazıldığını araştırmasını söylemiştim.
60 yılı aşkındır ülkemizde iletişim fakülteleri var ve her geçen yıl da çoğalıyorlar. Binlerce iletişim tezi yazılıyor. Gördük ki iletişimin temel formu diyalog hakkında hiç tez yok!
Kimse akademik ilgi göstermemiş. Şaşırdık.
Doktora tezini diyalog hakkında yazdık. İlkleri çalışmak acayip zor ve bir o kadar da keyiflidir.
“Diyalog çözüm üretir” anlayışı yanlış, diyalogdan sonuç beklemek de yanlış.
Diyaloğu iletişimde değerli kılan, sürecin kendisidir. Zira diyalog karşılıklı konuşma değil, karşılıklı olarak birbirleri hakkında bilmediklerini “bilme hali”dir.
Üçüncü şahıslardan ve medyadan edinilen bilgi değil, karşılıklı diyalog ortamı sağlıklı kararlar üretir.
Aklımda kalan
Büyük marka olmak başka bir vizyon ister: Lüks tüketimin en büyük markalarından Miu Miu, basit bir fikirle büyük bir adım attı. Benim çalıştığım marka kişilere önerdiğim şeyi yaparak müşterilerine “yaz okumaları” listesi hazırlamış. “Çağdaş düşünce ve kültüre olan bağlılığını ileri taşımak” amacıyla önerdiği okuma listesi, esin kaynağı olsun istemiş. Stuart Ewen’ın yeni iletişim modeli “educate the public”, hedef kitleni eğitme düzeyine örnek iş. Markalarımızın sıkıştığı 19. Yüzyıl iletişim anlayışı için bu yeni bir fırsat. İyi iş yapamıyorsan, iyi işi taklit et.
