İşte yeni trend

 ‘Dayanıklılık ve çeviklik kaslarımızı güçlü tutacağız'

2023 yılının nasıl iş ortamı sunmasını bekliyorsunuz? Öngördüğünüz başlıca riskler ve avantajlar neler?

 Havacılık sektörü oldukça zorlu 1-2 yılı geride bıraktı. 2022’de, özellikle ikinci çeyrekten itibaren seyahat yasaklarının büyük ölçüde kalkmasıyla hızlı bir toparlanma başladı. Bölgemizde yaşanan Rusya - Ukrayna savaşı, buna bağlı enerji krizi ve resesyon beklentilerine karşın insanların seyahat etmeye devam ettiğini, talebin güçlü bir şekilde sürdüğünü görüyoruz. Özellikle Türkiye, gerek pandemiden hazırlıklı çıkarak, gerekse de jeopolitik riskleri yöneterek Avrupa ve ABD’ye kıyasla daha hızlı bir şekilde toparlandı. 2023’e de, içinde bulunduğumuz sektör açısından talebin güçlü şekilde devam edeceğini ve pandemi öncesi yolcu sayılarına ulaşıp hatta üzerine çıkacağımızı umuyoruz. Ancak belirsizlikler ve riskler de sürmeye devam ediyor. Bölgemizi etkileyen savaşın ne zaman ne koşullarda sona ereceğini öngöremiyoruz. ABD ve AB’de artan ekonomik resesyon riskinin de etkilerini tam olarak öngörmek mümkün değil. ABD ve Çin arasındaki tedbirli yakınlaşmanınsa yeni çatışmaların doğması riskini azaltması açısından olumlu olduğunu düşünüyorum. Türkiye açısından, seçim sonrasında önümüzdeki döneme dair daha net bir resme sahip olacağımızı düşünüyorum. Dışsal etkiler bizi de yoğun şekilde etkilemeye devam edecektir. Özetle, pandemiyle birlikte anlık değişimlere hazırlık, dayanıklılık ve çeviklik konusunda geliştirdiğimiz kaslarımızı 2023’te de güçlü tutmayı sürdüreceğiz.

Sizin açınızdan 2023 yeni istihdam ve yeni yatırımlar yönünden daha elverişli şartlar sunabilir mi?

 TAV Havalimanları olarak pandemiden güçlenerek çıkmayı başardık. Bunun iki nedeni var. Birincisi, toparlanmanın güçlü olacağına inancımız nedeniyle yatırım fırsatlarını değerlendirmekten geri durmadık. Kazakistan Almatı Havalimanı’nı aldık ve Antalya’da işletme süremizi 2052’ye kadar uzattık. İkinci neden ise, yine aynı inançla ve aldığımız devlet destekleri sayesinde pandemide çalışanlarımızı korumayı başardık. Bu sayede, pandemi sonrasında gelen güçlü yolcu talebine bir aksama yaşamadan cevap verebildik. TAV olarak dışsal şartlardan bağımsız olarak, finansal ve operasyonel yetkinliklerimizle uyumlu tüm fırsatları değerlendiriyoruz. 2023’te de bunu yapmayı sürdüreceğiz.

2023 yılında iş hayatında hangi trendlerin öne çıkmasını ya da baskın olmasını bekliyorsunuz?

 Şu an iş dünyasının orta ve uzun dönemli konusu sürdürülebilirlik ve buna bağlı ekonominin dekarbonizasyonu. Bu konunun önemini artırarak gündemimizde kalmaya devam edeceğini düşünüyorum. Bir yanda ekonomik daralma, enerji krizi ve buna bağlı olarak yenilenebilir enerji yatırımlarının yavaşlama riski, diğer yandaysa sıklığı ve şiddeti artan afetler ve geri dönülmez bir yola girmemek için daralan bir zaman var. Şirketler açısından, gerek sorumlu iş yapma ilkeleri, gerekse de kurumsal itibarın korunması için bu konu gündemde olmaya devam edecek. İkinci önemli trend, pandemiyle birlikte değişen çalışma biçimleri oldu. Tamamen uzaktan çalışma ve ofise dönme arasındaki iki uçtan, sektöre, şirkete, pozisyona bağlı olarak hibrit çözümlere doğru evrildik. Dolayısıyla önümüzde giderek çeşitlenen bir çalışma yaşamı var, bütün bunlar yetenek yönetimi, yan haklardan ofis düzenlerine kadar pek çok alanı yeniden düşünmemizi ve ihtiyaçlara uygun çözümler üretmemizi gerektiriyor.

2023’te iş hayatında cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilirliğe yönelik yeni çalışmalar planlıyor musunuz?

 Toplumsal cinsiyet eşitliği ve sürdürülebilirlik TAV’ın kuruluşundan bu yana odağa aldığı alanlar. Nüfusun yarısını dışarıda bırakan hiçbir ülkenin kalkınmasının mümkün olmayacağını düşünüyoruz. Bu açıdan, fırsat eşitliğini sağlamak üzere tüm prosedürlerimiz uzun zamandır yürürlükte ve bu çabanın sonuçlarını da görüyoruz. Yakın zamanda Great Place to Work tarafından belli kriterlere göre oluşturulan “kadınlar için en iyi işyerleri” listesinde yer almaya hak kazandık. Portföyümüzdeki altı havalimanının başında kadın yöneticiler var, yönetim kurulu seviyesinde de en az yüzde 25 kadın üye taahhüdümüzü gerçekleştirdik. Sürdürülebilirlik tarafında çalışmalarımızı yönetişim, sosyal, çevre ve toplumsal sorumluluk olmak üzere dört ayak üzerinde sürdürüyoruz. Amacımız, operasyonlarımızın çevre üzerindeki etkilerini en aza indirirken paydaşlarımız için yarattığımız faydayı en üst düzeye çıkartmak. Bunu da şeffaf, adil, hesap verebilir ve sorumlu bir şekilde yapıyoruz.

'Esnek yan haklar hayatımızda önemli yer kaplayacak'

2023 yılının nasıl iş ortamı sunmasını bekliyorsunuz?

 Bizim için her çalışan bir yetenek, yetenekleri elde tutmak ve yeni yetenekleri çekmek için 2023 yılında da şirket kültürümüzle birlikte, marka algımızı daha da yukarıya taşımaya önem veriyoruz. 2022 yılında başlattığımız kariyer sistemimize 2023 yılında çalışan bazlı yetenek yönetimini de ekliyoruz. Son dönemde en önemli başlıklarımızdan biri de pandemi ile çalışanlarımızın mevcut alışkanlıklarının farklı noktaya taşınmasından kaynaklanan esneklik kavramı. Bu başlık altında toplam gelir, çalışma saatleri/yeri ve yan haklar gibi unsurlar öne çıkıyor. Bu sebeple 2023 yılı içinde yan haklarımızı gözden geçirmeye ve yeni politikalar oluşturmaya karar verdik. Teknolojinin iş yapış şekillerimizle uyumlanmasını, en üst seviyede işimize dahil olmasını ve teknolojinin getirdiği avantajları kullanmayı da odağımıza yerleştirdik. Bu sebeple kurduğumuz İK Analitik birimi ile verilerimizi ve çalışanlarımızdan sağladığımız tüm geri bildirimleri daha anlamlı hale getirerek, işe alımlarda yapay zeka kullanımını artırmayı, bir çok İK sürecimizi sistemlere taşımayı planlıyoruz. Böylece yapay zekanın devraldığı operasyonların iş hacmimizdeki ağırlığı düşürmesini, iş planımızda ve İK politikamızda ‘insan’a dokunan faaliyetlerimizin daha da artmasını hedefliyoruz.

2023 yılında iş hayatında hangi trendlerin öne çıkmasını ya da baskın olmasını bekliyorsunuz?

Teknolojinin bu hızda ilerlemesi şirketlerin ihtiyaçlarını ve donanımlarını değiştiriyor. İhtiyaçlar değişirken, çalışanların rolleri ya da iş tanımları da değişmek durumunda kalıyor. Dolayısıyla meslekler de farklılaşıyor. Teknolojik gelişmeler ve pandemi sonrası şekillenen yeni iş gücü ihtiyaçlarını karşılamak üzere meslekler ve pozisyonlarda daha da farklılaşmaya gidileceğini düşünüyorum ki, son 3 yıldır bu farklılıkları görmeye başladık. Yeni dünyada; veri bilimi, yapay zeka ve robotik mühendis, iklim mühendisi, İK Veri Detektifi, Uzaktan Çalışma Yöneticisi, Rehber Robot (Chatbot) ve İnsan İletişimi Yöneticisi gibi roller öne çıkmaya başladı. Özellikle kurumlarda lider rollerinin bu gelişim ve değişim içinde hız kazanabilmek, yer edinebilmek ve proaktif yaklaşım için yarının mesleklerinin yolunu açması gerekiyor.

2023’te iş hayatında cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilirliğe yönelik yeni çalışmalar planlıyor musunuz?

Klasik ast-üst ilişkileri ve hiyerarşik yapıdan güven ve samimiyet ihtiyacını öne çıkaran bir yapıya çok hızlı dönüştük. Hizalanma toplantılarında herkesin sesini alır hale geldik, fikir savaşlarını olumlu yönde kullanabildiğimiz ve faydasını gördük. Karşılıklı güvene dayalı, geri bildirimi önemseyen, herkesin yetenekleri ve yetkinlikleri ölçüsünde katkıda bulunmasını destekleyen, gelişim imkanları sunan bir yapı oluşturuyoruz. Bu davranış şekli yeni neslin değerlerini destekleyen ve tam da onların istediği bir şey. Geleceğe dönük doğru hamleler yapabilmek için yeni neslin düşünme sistematiğini iyi okumamız ve anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Karşımızda çok farklı hassasiyetleri olan, olaylara değişik açılardan bakabilen değerli bir kuşak var. Ayrıca bu konuyu çeşitlilik ve kapsayıcılık yaklaşımı çerçevesinde de ele almak gerek. Çalışanların, müşterilerin ve tedarikçilerin düşüncelerini dikkate alan bir organizasyon modeli oluşturulması. Belirli grupları dışarıda bırakarak başarıya ulaşmanın artık mümkün olmadığı bir dünyadayız. Her yaş grubundan çalışan sahip olduğu farklı özelliklerin getirdiği yetenekleri iş yerinde kullanarak şirketlere farklı perspektifler kazandırabilir.

Bugüne kadar uyguladığınız çalışma modelinden - hibrit, uzaktan, ofiste - memnun musunuz?

 2022 mart ayından bu yana hibrit model çalışıyoruz ve bunu kalıcı hale getirerek tüm çalışanlarımız ile paylaştık. 2023 yılında hibrit düzende çalışmayı sürekli hale getiren şirketler, haftada kaç gün uzaktan kaç gün ofisten çalışmanın verimli olacağı konusunda bir kez daha düşünecek ve verimliği de ölçerek kararlarını sabitleyecekler. Ayrıca bu dönemden sonra esnek yan haklar hayatımızda oldukça önemli bir yer kaplayacak. Şu an Alarko Topluluğu’nda ihtiyaçları, alışkanlıkları, beklentileri ve dünya görüşleri birbirinden farklı 4 nesil bir arada çalışmakta. Bu nedenle yan haklar uygulamalarında da çeşitliğe özen gösteriyoruz. Çalışanlarımızın sağlığına bir kez daha dikkat çekerek şirketlerimizde sakince düşünüp üretebilecekleri ‘İnovasyon Odaları’ yaratıyor, wellbeing uygulamaları ve motivasyon eğitimleri gerçekleştiriyoruz.

'Kadın girişimcilere destek öncelik verdiğimiz konu'

2023’te iş hayatında cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmalar planlıyor musunuz?

Kadın girişimciler ve kadın kooperatiflerinin desteklenmesi öncelik verdiğimiz konular arasında. Halen çalıştığımız kooperatiflerin yarısı kadın üreticilerden oluşuyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) iş birliği ile ‘Tarımda Kadın Girişimci Geliştirme ve Hızlandırma Programı’nı gerçekleştiriyoruz. Eğitim programımıza katılan girişimci kadınların Migros standartlarına uygun üretimleri Migros mağazalarında satışa sunuyoruz. Migros olarak, önümüzdeki dönemde “yaşamın her alanında değer odaklı hizmet” anlayışımızla çalışmalarımızı sürdürmeye ve müşterilerimizin yaşamlarına hız ve kolaylık katan inovatif çözümler sunmaya devam edeceğiz.

2022’den 2023’e nasıl bir tablo görünüyor?

 Migros olarak, 60 bin çalışanımız, 20 bin çiftçimiz, 3.500 tedarikçimiz ve milyonlarca müşterimizle büyük bir ekosistemiz. Kurum kültürü olarak benimsediğimiz ‘Müşteri Odaklılık’ esasıyla iş yapış biçimlerimizi müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutacak şekilde tasarlıyoruz. En iyi müşteri deneyimini sunabilmek adına trendleri yakından takip ediyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve taleplerini karşılamanın bir adım ötesine geçerek beklentilerini aşmaya odaklanıyoruz. Bugün 81 ilimizde bulunan yaklaşık 2 bin 800’ü aşkın mağazamızla, 40 bin çeşit ürünü Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerimize götürüyoruz. Türkiye’deki hanelerin yüzde 100’üne ulaşıyoruz. Kalite standartlarımızdan taviz vermeden müşterilerimizin bütçelerine katkı sağlamak, sağlıklarını ve sosyal yaşamlarını desteklemek, hayatlarına değer katmak, pazarlama stratejimizin ana eksenini oluşturuyor. Pazarlama Çemberi olarak tanımladığımız, Migros’un temel yapıtaşları olan fiyat-kalite dengesi, farklılaşma, yenilikçilik ve güvenilirlik başlıklarında kapsamlı analizler yapıyoruz. Migros olarak, Türkiye’nin en çok meyve - sebze satan şirketiyiz. Ciromuzun yüzde 77’si tarıma dayalı. Bu kapsamda en önemli gündem maddelerimizin başında tarım ve gıdanın sürdürülebilirliği geliyor. Tarımda sürdürülebilir üretim yöntemlerini ve izlenebilirliği yaygınlaştırmayı hedefleyen İyi Tarım Uygulamaları’nın (İTU) ilk destekçilerinden biriyiz. Bugüne kadar 1 milyon ton İTU’lu meyve-sebze tedarik ettik. 2022 yılında yıllık tedarik tonajımızı yüzde 20 artırdık. Üretimin devamlılığının sağlanması için modern tarımın gelişmesini, yeni jenerasyonun yeni nesil üretim teknikleriyle çiftçiliğe özendirilmesini, üretimin bilim ve teknolojiyle desteklenmesini önemsiyoruz. Teknolojinin getirdiği verimliliği odak noktamıza alarak Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki tarlalarda dijital tarım istasyonları kuruyoruz. Ayrıca çiftçilerimizle birlikte Türkiye’nin tarım haritasını çıkararak doğru zamanda, doğru ürünün, tüketiciye ulaşmasını sağlıyoruz. Yereldeki ihtiyaca yönelik hareket ederek, aynı bölgeden alınan ürünlerin satışını önceliklendiriyor, böylece hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de karbon emisyonunun düşmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’nin her köşesindeki, her ölçekten üreticilerin ürünlerinin ulusal pazarda değer görmesini de sağlıyoruz. Verdiğimiz destekle üreticiler de cesaret kazanıyor ve portföylerine yeni ürünleri ekleyebiliyorlar. Daha önce ithal edilen avokado, kivi ve ananas gibi ürünlerin artık yerelde de yetişiyor olması bunun en güzel göstergesi. Yerelleşme vizyonumuz kapsamında yakın zamanda ülkemizin her bölgesinden balıkları direkt halden ve tekneden alıp tüketicilerimize direkt ulaştırmaya başladık. Böylece balıkçılığa da önemli katkı sağlıyoruz.

2023 yılında hangi trendlerin öne çıkmasını bekliyorsunuz?

Teknolojiyi gıda atıkları konusunda önemli bir araç olarak görüyoruz. Kendi geliştirdiğimiz otomatik sipariş sistemi ile öğrenen akıllı bir algoritma üzerinden doğru miktarda stoklama yapıyoruz. Doğru stoklama için yapay zeka teknolojilerinin en güçlü kollarından biri olan görüntü işleme teknolojileri ile ürünlerin kasa doluluk oranlarını ve tazelik süreçlerini kontrol ediyoruz. Ayrıca, gıda atıklarının azaltılması için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, 2030 yılına kadar gıda imha oranlarını yüzde 50 indirmeyi hedefliyoruz. Et konusunda da Avrupa’nın en büyük atık tesislerinden biri olan MİGET’e sahibiz. 3000 kasabımızla 100 bin ton kapasiteyle hizmet veriyoruz. ‘Uzman Kasap’ markası ile müşterilerimize sunduğumuz et ürünlerini, dünya standartlarındaki yüksek teknolojili ve gıda güvenliği uygulamaları ile müşterilerimize ulaştırıyoruz. Migros Besi çiftliğimizde yılda 10.000 kapasite büyükbaş besi ile çiftlikten sofraya verimli ve izlenebilir bir süreçle üretimlerimizi gerçekleştiriyoruz.

 'Pozitif etki yaratacak projeler hayata geçirilecek'

2023 yılının nasıl iş ortamı sunmasını bekliyorsunuz? Öngördüğünüz başlıca riskler ve avantajlar neler?

 İş dünyasında hızlı bir şekilde yaşanan değişim ve dönüşümün etkilerinin, 2023 yılında da devam edeceğini öngörüyoruz. Küreselleşme ve dijital teknolojilerdeki gelişmelerin de katkısıyla insan kaynakları ve kültürün iç içe geçtiği günümüzde, şirketlerin verimlilik ve daha iyi bir iş yeri olma çabaları hız kesmeden sürüyor. Yeni yılda da firmaların çalışanlarıyla ilgili politikalarını gözden geçirmelerine tanıklık edeceğiz diye düşünüyorum. İş hayatında değişen ihtiyaç ve taleplere yanıt verebilmenin, sürdürülebilirlik, kapsayıcılık, dayanışma ve yenilikçilik gibi kavramları ciddi anlamda sahiplenebilmenin, şirketlere ciddi bir avantaj getireceğine inanıyorum. Bununla birlikte uyumun ve dayanıklılığın en önemli yetkinlikler arasına girdiği, niteliklerin niceliklerden daha önemli bir hal aldığı iş ortamında değişime ayak uyduramamak ve çalışan taleplerine yanıt verememek, firmaların ‘tercih edilen şirket’ olabilmesinin önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor.

2022 yılına kıyasla 2023’ün daha öngörülebilir bir yıl olacağı beklentisi içinde misiniz? Neden?

İçerisinde bulunduğumuz normalleşme süreci, 2023’te daha da hızlanarak devam edecektir. Normalleşmenin yanı sıra iş dünyasının yaşanan sıkıntılar karşısında deneyim kazanması ve eskiye nazaran daha tecrübeli hale gelmesi, önümüzdeki yılı hepimiz için daha öngörülür kılıyor. İş dünyasının değişime ayak uydurma refleksi bir hayli gelişti. Bizim açımızdansa 2023, yeni hedefleri beraberinde getiriyor. Dünyadaki enflasyon, hammadde krizi, ekonomik dalgalanma gibi gelişmelere karşı dinamik kalabilmiş ve çevik kararlar alabilmiş bir şirket olarak sektördeki liderliğimizi pekiştirmek en büyük önceliğimiz. Önümüzdeki yıl, bir yandan büyümeye devam ederken diğer yandan hem çalışanlarımıza hem de toplum ve çevreye katkı sunma önceliğimizle pozitif etki yaratacak projeleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.

Sizin açınızdan 2023 yeni istihdam ve yeni yatırımlar yönünden daha elverişli şartlar sunabilir mi?

Önümüzdeki yıl organizasyonumuzdaki yeteneklerimizi tutmak ve yeni yetenekler kazandırmak, çalışanlarımızın gelişimi ve büyümesi, geleceği öngörerek beceri geliştirmek ve çalışanlarımıza yüksek motivasyonla çalışabilecekleri en iyi ortamı sunmak için var gücümüzle çalışacak ve önümüze çıkan tüm fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğiz. L’Oreal Türkiye’de eğitim programlarımızla tüm çalışanlarımıza ilgi alanlarına yönelik destek ve kariyer fırsatları yaratmaya devam edeceğiz.

2023 yılında iş hayatında hangi trendlerin öne çıkmasını ya da baskın olmasını bekliyorsunuz?

 Giderek öngörülemez hale gelen dünyada iş hayatının geleceğinin de esnek ve belirsiz olduğunu düşünürsek, ezber bozan İK uygulamaları ve işgücü yönetimini 2023’te daha sık göreceğiz. İnsan kaynakları, değişim ve dönüşümü daha fazla sahiplenecek ve bu süreci yönlendiren ana etken olacak. Değişim ve dönüşümün çalışanlar üzerindeki etkisinin de gündemi daha fazla meşgul edeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte, işe alım süreçlerinde aday deneyiminden başlayarak; çalışan deneyimi, kişiselleştirilmiş çözümler sunulması, geleceğe yönelik öngörülerle işgücü planlaması yapılması, yapay zeka ile birlikte çalışana daha odaklı gelişim imkânları sunulması gibi pek çok konuda yenilik görmeye devam edeceğiz.

2023’te iş hayatında cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilirliğe yönelik yeni çalışmalar planlıyor musunuz?

İnsan kaynakları alanında gerçekleştirdiğimiz pek çok girişimimiz var ve bu girişimler 2023’te hızlanarak devam edecek. Eğitim, kişisel gelişim ve performans artırıcı sistemlere yaptığımız yatırımlar bu alanda başı çekiyor. Gururla belirtmek isterim ki projelerimizi hayata geçirirken sürdürülebilirlik, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık, etik, dayanışma ve yenilikçilik gibi kavramlara olan bağlılığımızı her zaman ön planda tutuyoruz. Tüm ekiplerimizdeki sosyo-ekonomik ve kültürel kökenlerin çeşitliliğini artırmaya kararlıyız. İşe alım havuzlarının çeşitlendirilmesine, mesleki gelişim açısından fırsat eşitliğinin sağlanmasına, çalışanların ve yönetimin bu konuda bilinçlendirilmesine özel önem veriyoruz. Cinsiyet eşitliğinde olduğu gibi yaş ve jenerasyon farkları konusunda da benzer bir tutum sergiliyoruz. Amacımız, tecrübenin ve genç mezunların bir arada olduğu ortamı yaratmak ve farklı kuşaklardan çalışanlar arasında diyalog ve iş birliğini teşvik etmek.

 'Çalışanı çekmek için sadece iyi ücret yetmeyecek’

2023 yılında iş hayatında hangi trendlerin öne çıkmasını ya da baskın olmasını bekliyorsunuz?

2020’nin başından beri insan kaynakları profesyonellerinin ajandasında yeni çalışma modelleri önemli bir konu olarak yer alıyor. Bu konu, önümüzdeki yıl da çalışan bağlılığını etkilemeye devam edecek. Bununla beraber adaylar için şirket seçimi sürecinde görüştükleri şirketin benimsediği çalışma prensibi kritik noktalardan biri olmayı sürdürecek. İnsan kaynakları süreçlerinde teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmak, önümüzdeki yıl da önemini daha da artırmış bir şekilde trendler arasında yer alacak. Süreçlerinde yapay zekayı kullanan ve ‘İK Analitiği’ne yatırım yapan şirketler olumlu anlamda etkileri görmeye devam edecek. Çalışan deneyimi açısından tüm insan kaynakları süreçlerinde teknolojinin önemi her geçen gün artacak. Bu alanda henüz yatırım yapmamış olan şirketleri zor zamanların beklediğine dair yorum yapmak hiç de zor değil. Esenlik uygulamaları göz önünde bulundurularak yapılan çalışmalar yetenek çekmekte ve yeteneği tutmada önemli bir kriter olacak. Artık çalışanların yer almak istedikleri şirket olabilmek için yalnızca iyi bir ücret politikası benimsemiş olmak yeterli değil. Z kuşağını doğru okuyarak özel olarak tasarlanmış eğitim gelişim inisiyatifleri geliştirmek doğru adayları çekmekte ve çalışanları tutmakta önemli olacak. Sosyal medyayı aktif ve etkili bir şekilde kullanmak şirketin marka bilinirliği ve işveren markasını güçlendirmek için geçtiğimiz birkaç yıl önemli oldu. 2023’te işveren markasına yatırım yapmak isteyen şirketler için bu konu neredeyse bir zorunluluk haline gelecek. Hayat olarak tüm bu gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz ve bu yıl lansmanını gerçekleştirdiğimiz yeni işveren markası vaadimiz make your move (hamleni yap) kapsamında bizi geleceğe taşıyacak vizyonumuz, amaçlarımız, hedeflerimiz doğrultusunda yeni uygulamalar geliştireceğiz.

2023’te iş hayatında cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilirliğe yönelik yeni çalışmalar planlıyor musunuz?

Hayat olarak hem finansal hem de operasyonel alandaki başarılarımızın devamlılığını sağlamak adına İnsana ve Doğaya Saygı değerimiz kapsamında sürdürülebilirlik konusu kurulduğumuz günden bu yana büyük bir hassasiyetle yönettiğimiz bir konu oldu. Meydan okuyan, farklı coğrafyalara nesiller boyu fayda sağlama vizyonuyla ürünlerini ulaştıran bir şirket olarak başarılarımızı borçlu olduğumuz özelliklerimizden biri de şüphesiz ki cinsiyet eşitliği ve organizasyonumuzdaki çeşitliliğe karşı duyduğumuz hassasiyet. 2022’de WEP’s sözleşmesini imzalayarak bu alandaki çalışmalarımıza devam edeceğimize dair sözümüzü vermiş olduk. 2023’te de Kadın Dostu 100 Şirket’ten biri olarak toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki projelerimiz devam edecek. Hayat’ta sürdürülebilirlik kavramını çok geniş bir kapsamda ele alıyoruz. Türkiye’nin lider, Avrupa’nın 3. en az su kullanarak temizlik kağıdı üreten şirketi olmamız, selülozu plantasyon ormanlarından elde etmemiz, yeraltı su kullanımında yüzde 50’den fazla tasarruf sağlamamız sürdürülebilirliğe dair yaptığımız çalışmalardan bazıları. Sürdürülebilirlikte bizim için temel hedef sürekli gelişim. Bu bakış açısıyla, önümüzdeki dönemlerde de sürdürülebilirliği odağımıza aldığımız projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz.

‘Hibrit olumlu yansıdı çalışan bağlılığı arttı’

2023’te iş hayatında cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilirliğe yönelik yeni çalışmalar planlıyor musunuz? Kadın çalışanları desteklemek adına ne gibi uygulamalarınız var?

 Kadın çalışanlarımızı her alanda ve her zaman desteklemeyi önemsiyoruz. Anne olan çalışanlarımız için esnek doğum izni uygulaması, esnek süt izni, hamilelik koçluğu, süt odası, lohusa ve yenidoğan desteği gibi pek çok uygulamamız bulunuyor. Kadın çalışanlarımız, anne olduktan sonra bebekleri 18 aylık olana kadar konaklamalı toplantılara masraflarını şirketimiz ödeyecek şekilde bebekleri ve refakatçileriyle beraber katılabiliyorlar. Tüm çalışanlarımız gibi kadın çalışanlarımızın fiziksel ve ruhsal sağlıkları bizim için son derece önemli. Dolayısıyla esnek yan haklar, esnek mesai saatleri, evden çalışma, esnek kıyafet gibi iş ve özel yaşam dengesini koruyan uygulamalarımızdan kadın çalışanlarımızın maksimum fayda sağlamaları bizi mutlu ediyor. Tüm çalışanlarımızın ve aile bireylerinin destek alabildikleri ve her alanda 7/24 uzman danışmanlık hizmeti veren Çalışan Destek Programımız da kadın çalışanlarımızın sıkça faydalandıkları bir uygulamamız. Kadın çalışanları destekleyen yaklaşımımızı şirket dışına da taşımak amacıyla ülkemizin kız öğrencilerine yönelik bir sosyal sorumluluk projesine imza attık. Bahçeşehir Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (BAUSEM) iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz ‘Geleceğin İş Kadınlarını Destekliyoruz’ projesiyle bir dizi seminer gerçekleştirdik. Uzman konuşmacıların, kadın girişimcilerin ve kadın profesyonellerin ilham veren konuşmalarıyla yer aldığı bu seminerler ile geleceğin kadın liderleri olan kız öğrencilerimize kılavuzluk etmeyi amaçladık. Kadın çalışanları ve kız çocuklarının eğitimini hedefleyen destek programlarında paydaş olmaktan Novartis olarak mutluluk duyuyoruz. Bu doğrultuda, 2023’te de yeni projeler hayata geçirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Bugüne kadar uyguladığınız çalışma modelinden - hibrit, uzaktan, ofiste - memnun musunuz? 2023’te aynı şekilde devam edecek misiniz?

 Novartis olarak, esnek çalışma kültürümüzde uzun yıllardır var olan bir düzendi. Novartis Türkiye olarak, esnek çalışma saatleri, haftanın belli günleri evden çalışma seçeneği, esnek kıyafet uygulaması, Cuma’ları erken mesai bitimi, esnek yan haklar gibi çalışanlarımızı odağına alan birçok uygulamamız mevcut. Sahip olduğumuz teknolojik altyapı, işimizi her yerden etkin bir şekilde yapmamıza olanak sağlıyor. ‘Esneklik’ kültürümüzün bir parçası olduğu için, pandemi döneminde de evden çalışma düzenine adapte olmamız çok kolay oldu. Tüm iç ve dış paydaşlarımızla toplantılarımızı ve çalışmalarımızı pandemi döneminde de kesintisiz bir şekilde dijital yöntemlerle gerçekleştirdik. İşe alıma yönelik görüşmelerimizi dijital platformlar üzerinden kolayca yapabildik. Projelerimizin büyük bir çoğunluğunu hızlıca sanal ortama taşıyarak kesintisiz devam ettirdik. Değişen dinamikler sebebiyle işin yapıldığı mekân ve zaman konusuna yönelik soruların cevapları farklılaştı. Bizim kurumsal kültürümüzde işlerin zamanında, doğru ve kurallara uyumlu şekilde yapılması yeterli bir kriter. Bu sebeple uzun yıllardır çalışanlarımıza sunduğumuz esnek çalışma seçeneklerini, önümüzdeki dönemlerde de sunmaya devam edeceğiz. 2022 içerisinde hibrit çalışma düzenine geçiş yaptık. Bu düzenin iş sonuçlarımıza olumlu yansıdığını ve çalışan bağlılığını artırdığını rahatlıkla söyleyebilirim. 2023’te hibrit düzende çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Cinsiyet eşitliği için ‘çevik takım’ oluşturdu

2023 yılının nasıl iş ortamı sunmasını bekliyorsunuz? Öngördüğünüz başlıca riskler ve avantajlar neler?

 Son yıllarda hem içinde yaşadığımız dünya hem de çalışma hayatı ciddi bir dönüşümden geçti. 2023 yılının da dönüşümün devam ettiği, çalışan deneyiminin ön planda olduğu ve yeteneği elde tutma stratejilerinin her zamankinden daha da önemli olacağı bir yıl o olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda tüm bunlarda etkisi olan liderlik yaklaşımı yine öncelikli olmaya devam edecek. Bir süredir dünyanın gündeminde olan ‘sessiz istifa’ çalışanların iş yerinde minimum efor harcamak ve daha az sorumluluk almak üzerine kurulu sessiz bir vazgeçiş süreci olarak tanımlanıyor. Çalışanlar artık kendilerine değer verilen, kurum kültürü güçlü olan ve kendilerine her konuda destek olan şirketlerle çalışmak istiyor. İnsanların kurumlardan beklentileri arttıkça, kurumların da bu beklentilere yönelik somut aksiyonlar alması ve ücret dışında hayata geçirdiği destekler ile çalışan deneyimini özelleştirmesi gerekiyor. Çalışan deneyimi ve memnuniyeti, günümüzün iş dünyasında şirketlerin en çok odaklandıkları, rekabet üstünlüğü sağlamada ve kurumsal itibarı güçlendirmede önemli rol oynayan unsurlar olmaya başladı. Müşteri deneyiminde olduğu gibi, çalışan deneyimi konusunda da şirketler, psikolojik, motivasyonel ve sosyal ilkeler belirleyerek çalışanların genel iş deneyimlerindeki duygularını olumlu yönde etkilemeye ve geliştirmeye odaklanıyor. Logo Yazılım olarak biz de bu kapsamda Nisan 2022’de wellbeing programımızı hayata geçirdik. Öncelikle kurum içerisinde iyi olma ve dengede olma halini tanımladık ve Logolular’ın ihtiyaçlarını daha detaylı anlayarak kurum kültürümüze uygun wellbeing uygulamaları geliştirmeye başladık.

2023 yılında iş hayatında hangi trendlerin öne çıkmasını ya da baskın olmasını bekliyorsunuz?

Bugün artık iş dünyasının teknolojinin etkisiyle geri dönülemez bir şekilde değiştiğini gözlemliyoruz. Otomasyonla çok miktarda iş kolu yok olurken, teknolojik dönüşümle daha çok miktarda iş alanı oluşacak. Bu yeni işlerde insan, makine ve algoritmalar uyumla çalışacak. Bugünün iş liderlerinin yüzde 94’ü çalışanlarının bu yeni becerilere odaklanmasını istiyor. Logo Yazılım olarak çalışanlarımıza, potansiyel iş gücüne ve diğer paydaşlarımıza yeni beceriler kazandıracak güçlü platformlar hayata geçiriyoruz. Bu anlayışla hayata geçirilen Logo Akademi, Logo Grup çalışanlarının, iş ortaklarının, müşterilerinin ve akademik iş birliği içinde olduğu eğitim kurumlarının öğrenme ve gelişim platformu markası durumunda. Logo Akademi, hem öğrenen hem de sektörde alanında uzman eğitmenlerle birlikte öğreten bir organizasyon olma misyonu ve ekosistemini genişletme hedefiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Bu kapsamda öğrenme ve gelişim faaliyetlerinin tek çatı altında yürütülmesi ve İK süreçleri ile entegrasyonu için Logo Akademi mimarisi yeniden tanımlandı. İş yapış biçimlerini tanımlayan ve araştırma yapan uzman eğitmen kadrosuyla, öğrenmeye stratejik bir bakış açısı kazandırmayı amaçlayan Logo Akademi, programların sonrasında ölçme ve değerlendirme yöntemleriyle, gelişim sürecinin takibini yapıp ve süreçlere desteğini sürdürüyor.

2023’te iş hayatında cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilirliğe yönelik yeni çalışmalar planlıyor musunuz?

Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmaları incelemek için Logo Yazılım bünyesinde, İnsan ve Organizasyonel Dönüşüm (İOD) ekibi olarak bir “çevik takım” oluşturduk. Bu takımla birlikte, yapılan kapsamlı analizler sonucunda çalışanların iş ve özel hayatta yaşayabileceği sorunları ortaya koyan bir empati haritası oluşturuyoruz. Burada yer alan sorunlara çözümler arıyoruz. Bu alandaki çalışmaları şirket geneline yaymak için, konunun iç eğitim sistemine dahil edilmesi konusunda çalışmalarımız sürüyor. Çeşitlilik ve kapsayıcılık projeleri yürütülürken öncelikli hedeflerimizi; farklı cinsiyet, din, dil, ırk, cinsel eğilim, yaş, engellilik, deneyimler ve jenerasyonlara sahip çalışanlarla geleceği birlikte yazmak, Yetenekli çalışan profilleri geliştirmek, Çeşitliliğe ve farklılaşan ihtiyaçlara saygı duyulan bir çalışma ortamı oluşturmak ve bu ortamı korumak, olarak belirledik. Bu kapsamda sürdürdüğümüz programlardan birisi de “I’m In” programı. Şirketlerin yetenekleri bulma ve tutundurma konularında zorluklarla karşılaştığı bu dönemde Logo Yazılım’ın beklentilerine uygun yeteneklere ulaşması için geçen yıl başlattığımız bu programda özellikle çeşitli nedenlerle kariyerine ara veren kadın çalışanlara yönelik fırsatlar oluşturmayı amaçlıyoruz.