Gençliğinde güzel bir abimizdi

Turnuvanın ölüm grubunun ismi büyük maçı İspanya-Hırvatistan karşılaşması “grup maçından çok bir çeyrek ya da yarı final eşleşmesini hak ediyordu” desem itiraz eder misiniz? Her ne kadar kafa kafaya iki takım görüntüsü çizseler de maç öncesi bir çok soru işareti barındırıyorlardı. Morata koskoca İspanya takımının santrforu mudur? İspanya savunma hattı ve kaleci Unai güven veriyor mu? Luis Enrique’den bu yana gençleşmeye devam eden İspanya, yüz yıldır aynı kadroyla oynayan tecrübeli Hırvatistan karşısında ne yapabilir? Hücum zaafı olan Hırvatistan’ın bir de atletizm, koşu mesafesi gibi fizik güçte de acaba zaafları ortaya çıkacak mı?
Peki o zaman bu soruların cevaplarını maçta arayalım.
İspanya artık kimliği olan pas oyunuyla maça başladı. Doğru saha yerleşimi, doğru pas ile önce rakibini tartıp oyunu yönlendirmeye çalıştı. Bu esnada Hırvatlar ise ilk çeyrekte kontrolü ele alıp hızlıca bir gol arayışındaydı. Aslında topu yönlendirmeye başlamış, oyuna dengeyi de getirmişlerdi. Maç tam Hırvatistan’ın istediği tempoya gelmişken milli takım golcüsü Alvaro Morata çıktı sahneye. Morata demişken hemen burada kısa bir parantez açıp güncel haberlere bakalım.
İtalyan gazetesi Corriere della Serra haberine göre geçen yıldan beri Mourinho’nun transfer listesinde ilk sırada Morata varmış. Oyuncu Atletico Madrid’de devam de edebilir tabi ancak güncel haberler transfer için şu an Roma ve Fenerbahçe’nin rekabet ettiği yönünde. Tabi Roma yönetimin Mourinho’ya öfkesinden de bahsediliyor, topa girdi diye. 12 milyon euro serbest kalma maddesi var, güzel para. Roma bu parayı bulur mu? Tammy Abraham’ı Tottenham’a satabilirlerse mümkün. Cengiz’e verdiği paradan sonra Fenerbahçe bu parayı Morata’ya verir mi? Neden vermesin… Mourinho’nun Real Madrid döneminden beri öz evladı olan Morata Süper Lig’e nefis olur.
Dönelim maça. Golün ardından daha savunma toparlanamadan bir gol daha atan İspanya, turnuva boyunca pres kısmında agresif bir futbol izleteceğinin fragmanını gösterdi. Diğer yandan orta sahasının kalitesi ve tecrübesiyle paniklemek yerine soğukkanlı bir oyunla hücuma yığılan Hırvatistan’ın ilk yarı bitmeye yakın Gvardiol ile yakaladığı pozisyonu değerlendirememesinden daha çok konuşulması gereken golcüsü Budimir’in “golcü” kelimesinin altını dolduramayışı olmalı. Turnuvaların ilk maçlarının herkesin birbirine mesaj verdiği maçlar olduğunu düşünürüm. İspanya’nın mesajı netti, “acımam.” Hırvatistan ise gençliğinde güzel bir abimizdi. Bu turnuvada çeyrek final yapmaları bile sürpriz olabilir. Bir de artık klasikleşmiş damalı formayı belli ki güncelleyelim dediniz ama bu formayı mı seçtiniz?