ABD'den İsrail'e katliam desteği! İki ülke arasında kritik anlaşma imzalandı

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) kuzeyde bir taarruza geçmeye hazır olduğunu söyleyerek, "Çok iyi bir eğitim sürecinin ardından kuzeyde bir taarruza geçmeye hazırız. Bir karar noktasına yaklaşıyoruz” dedi.

Hizbullah’ın üst düzey isimlerinden Şeyh Naim Kasım ise kendilerinin savaşı genişletmek niyetinde olmadığını ancak kendilerine dayatılması halinde savaşacaklarını belirterek, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılar durana kadar İsrail’e yönelik saldırılarına devam edeceklerini vurguladı.

İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarında 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 300 Hizbullah üyesi ve yaklaşık 80 sivil, Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırılarında ise 18 İsrailli asker ve 10 sivil hayatını kaybetti.

İspanya, İrlanda ve Norveç'in ardından Slovenya da Filistin devletini resmen tanıdı. Slovenya’nın 90 sandalyeli parlamentosunda yapılan oylamada Filistin devletinin tanınmasına yönelik kararname 52 evet oyuyla onaylandı. Geri kalan milletvekilleri ise oylamaya katılmadı.

Slovenya Başbakanı Robert Golob, oylama öncesi yaptığı açıklamada, "Müttefiklerimizle Filistin'in tanınması konusunu bu yılın şubat ayında konuşmaya başladık. O zamanki değerlendirmemiz şuydu; henüz zamanı değil. Biz Slovenler 1000 yıldır bu hakkın hayalini kuruyorduk. Bunu 33 yıl önce elde ettik. Ne yazık ki Filistin ulusu bu hakkı henüz elde edemedi” dedi.

Birleşmiş Milletler'in 3'te 2'sinden fazlasını oluşturan 140'tan fazla ülke Filistin devletini tanıyor.

İsrail, ABD’den 25 adet F-35 savaş uçağı alacak. İsrail Savunma Bakanlığı’ndan bir heyet, ABD’ye giderek üçüncü bir F-35 savaş uçağı filosu oluşturmak üzere ABD ile 3 milyar dolarlık anlaşma imzaladı. Savaş uçaklarının 2028 yılından itibaren yılda 3 ila 5 adetlik partiler halinde teslim edilmeye başlanması planlanıyor. İsrail'in 50 adetlik F-35 siparişinden şimdiye kadar sadece 36'sı teslim edildi.

Açıklamada, Macron’un Netanyahu’ya "Gazze'deki Filistinlilerin çektiği çile sona ermeli" dediği aktarılarak, ABD Başkanı Joe Biden'ın sunduğu ateşkes planını desteklediğini ifade ettiği belirtildi.
Macron, ateşkes anlaşmasının "iki devletli çözümün uygulanması için güvenilir bir perspektifi yeniden açması" ve Gazze'yi reforme edilmiş ve güçlendirilmiş bir Filistin Yönetimi’nin yönetmesi çağrısında bulundu.

Gazze’deki 4 İsrailli esirin daha hayatını kaybetmesinin ardından Netanyahu'ya başsağlığı dileyen Macron, ayrıca "İran'ın nükleer programının gidişatından duyduğu derin endişeyi" dile getirerek, İran’a taahhütlerini yerine getirmesi için baskı yapma sözü verdi.

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, başkent Doha’da gerçekleştirdiği basın toplantısında ABD tarafından duyurulan Gazze’de ateşkes teklifine ilişkin konuştu. Sözcü El-Ensari müzakerecilerin henüz her iki tarafın da ateşkes teklifine "somut onayları" olmadığını söyledi. İsrail hükümetinde ateşkes teklifine ilişkin görüş ayrılığı yaşanmasına değinen El-Ensari, "İsrail hükümetindeki masadaki teklifin kabulü konusunda tartışmalar var. Uluslararası toplum olarak önerileri kabul etmeleri için her iki tarafa da baskı uygulamamız ve bu işi derhal bitirmemiz gerekiyor. Bu da ancak hepimizin birlikte çalışarak her iki tarafın da bir anlaşmaya varmaları gerektiğini anlamasını sağlamamızla mümkün olabilir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin dünyaya duyurduğu ancak İsrail'in kendi teklifinin arkasında durmadığı ateşkes planında, bugün denklemi değiştirecek bir gelişme yaşandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, aşırı sağcıların yer aldığı koalisyon hükümetinin dağılma riski karşı karşıya. Netanyahu ayrıca, rehine yakınlarının başını çektiği geniş bir toplumsal muhalefetin baskısıyla da yüz yüze.

İsrail'deki çok bilinmeyenli koalisyonun ikinci büyük partisi Şas Partisi, üç aşamalı ateşkesi planına tam destek açıkladı.

Koalisyonda yer alan iki faşist parti ise, ateşkes anlaşmasının kabul edilmesi halinde masayı devirmekle tehdit ediyor.

Ortadoks Yahudilerin partisi Şas'ın rehineleri geri getirecek plana destek sunması, Yahudi Gücü Partisi ve Dini Siyonizm Partisi'nin tehditlerini izliyor.

Şas'ın halihazırda 120 sandalyeli parlamentoda 11 koltuğu bulunuyor.

İran ve İsrail'i ilk kez doğrudan karşı karşıya getiren Şam saldırısının üzerinden iki ay geçti, Lübnan'ın başkenti Beyrut son derece hassas bir ziyaretçi ağırladı.

İsrail 1 Nisan günü Suriye'nin başkenti Şam'daki İran büyükelçiliği kompleksinde yer alan bir binayı füzelerle vurdu, Devrim Muhafızları'nın yurt dışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü'nün önemli komutanlarından Muhammed Rıza Zahedi'yi ve yanındaki subayları öldürdü. Tahran yönetimi 13 Nisan Cumartesi akşamı ilk kez topraklarından İsrail'e saldırı düzenledi, 300'ü aşkın füze ve kamikaze drone ateşledi. İsrail ise bu saldırıya birkaç gün sonra İran'ın orta kesimindeki İsfahan'da yer alan bir askeri üssü vurarak misillemede bulundu.

İran'daki helikopter kazasında ölen Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın yerine atanan Ali Bagheri Kani, misilleme savaşından haftalar sonra Tahran yönetiminin bölgedeki en önemli müttefiki Hizbullah'la bir araya geldi.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah İran'dan gelen konuğunu kabul etti, Gazze ve Lübnan cephesindeki gelişmeleri masaya yatırdı.

Bu görüşme, Lübnan-İsrail sınırının alev aldığı bir döneme rastlıyor. Hizbullah'ın hafta sonu fırlattığı füzeler ve drone'lar İsrail tarafında büyük orman yangınlarına neden oldu, savaş kabinesi bugün akşam kuzeydeki durumu ele alacak.

SAVAŞ ÇIĞLIĞI ATTI

Orman yangınlarının görüldüğü Kiryat Shmona'yı ziyaret eden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, burada çektiği videoda Hizbullah'ın yok edilmesi çağrısında bulundu, 'savaş' diye bağırdı.

İNGİLİZLER UYARDI

Hizbullah'la bağlantılı El Ahbar gazetesi ise, İngiltere'nin Beyrut yönetimine ilettiği bir uyarıyı ekranına taşıdı. Habere göre, İngilizler Lübnan'a İsrail'in Temmuz ayı ortasında geniş çaplı bir saldırı başlatacağını bildirdi.

El Ahbar, İngilizlerin savaşın ne kadar devam edeceğine dair bir süre sunmadığını ve Lübnan'a gerekli hazırlıkları yapması için tavsiyede bulunduğunu ekledi.

Gazete ayrıca, son günlerde birçok ülkeden diplomatın Lübnanlı yetkilileri İsraillilerin gerilimi artıracağı yönünde uyardığını da aktardı.

Hizbullah ve İsrail ordusu, 7 Ekim'de başlayan Gazze'deki savaştan bir gün sonra, 8 Ekim tarihinde çatışmaya başladı.

Filistinli yetkililer, İsrail işgal ordusunun son 24 saatteki saldırılarında 71 Gazze Şeridi sakininin daha yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Böylece, savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı 36 bin 550'ye çıktı.

İsrail medyası, kuzey sınırındaki büyük yangının kontrol altına alındığını ancak Salı günü sirenlerin daha fazla çaldığını ve Hizbullah tarafından ateş açıldığını bildiriyor.

Sabah saatlerinden itibaren Lübnan tarafından fırlatılan kamikaze silahlı insansız hava araçları nedeniyle Yukarı Celile bölgesinde sirenler çaldı.

Times of Israel, Safed yakınlarında bir kamikaze drone'un İsrail hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü, hemen ardından Biriya Ormanları'nda yangın başladığını yazdı. Ormandaki alevlerin bir şarapnel parçası nedeniyle yükseldiği belirtiliyor.

İsrail ordusu ise hava saldırısı sirenlerin yanlış alarm nedeniyle çaldığını, bir askerin yine şarapnel parçası yüzünden yaralandığını açıkladı.

Avrupa Komisyonu'nun Sentinel-2 uydusunun yayınladığı fotoğraflar ise, hafta sonundan itibaren Hizbullah'ın roket ve kamikaze drone yağmuruyla ortaya çıkan orman yangınlarını gösterdi.

Yerel medya, uydu fotoğraflarının alındığı yerin İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde yer alan Katzrin olduğunu aktardı. Haberlerde, roket ve drone'ların Pazar günü ateşlendiği bilgisi de verildi.

Lübnan medyası ise, İsrail'in bugün düzenlediği hava saldırısında iki kişinin yaralandığını duyurdu. Jetlerin bombardımana tuttuğu Libbaya ve Yahmar köyleri, İsrail sınırına yaklaşık 11 kilometre uzaklıkta.

Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen El Meyadin televizyonu, İran destekli grubun bugün İsrail'e ait Ramim kışlasını vurduğunu izleyicilerine aktardı. Televizyon, saldırının bu sabah 09.00 sularında top mermileriyle gerçekleştiğini ekledi.

ABD medyası, gittikçe köşeye sıkışan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 13 Haziran tarihinde Amerikan Kongresi'ne hitap edeceğini bildirdi.

Netanyahu, Beyaz Saray tarafından dünyaya duyurulan üç aşamalı ateşkes planını kabul etmesi için yoğun baskı altında.

İsrail başbakanlık ofisi, Netanyahu'nun 13 Haziran'da Washington'da Kongre'ye sesleneceği yönündeki haberleri yalanladı. Resmi açıklamaya göre henüz bir tarih belirlenmedi.

Netanyahu'ya konuşma daveti, ABD Kongresi'nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Partili Başkanı Mike Johnson tarafından iletildi.

ABD Kongresi Cumhuriyetçi Parti’nin kurultayının yapılacağı Temmuz ayının üçüncü haftası çalışmalara ara veriyor ve Ağustos ayında da tatile çıkıyor.

ABD, 7 Ekim'de başlayan savaşta İsrail'e en fazla destek sunan ülke.

Rus ordusunun Avrupa'ya doğru yürümesi ihtimaline karşı NATO ülkeleri ABD askerleri için üç taraftan özel koridor hattı oluşturuyor.

Orta Doğu'yu alev topuna çeviren savaştan bir gün sonra başlayan çatışmalar, dokuzuncu ayında yeni bir boyuta taşınmış görünüyor.

İsrail ordusu ve Lübnan'ın en ciddi askeri gücü Hizbullah arasındaki sınır çatışması, geride kalan 241 günde zaman zaman 100 kilometre içeriye kadar uzandı. Hizbullah neredeyse her gün İsrail'in kuzeyini roket yağmuruna tuttu, radar üslerinin de bulunduğu hassas askeri hedefler kamikaze silahlı insansız hava araçlarıyla vuruldu. İsrail ise birçok saha komutanını silahlı insansız hava aracından ateşlediği füzeyle vurdu, Lübnan'ın kuzeydoğusundaki Hizbullah'ın kalesi Bekaa Vadisi'ne jetler birçok kez saldırdı.

Hafta sonu şiddetlenen çatışmalarda Hizbullah'ın fırlattığı roketler ve kamikaze drone'lar, İsrail'in kuzeyini cehenneme çevirdi. Roket yağmuru büyük bir yangını tetikledi, sınır hattı alev aldı.

HAVA SICAKLIĞI 40 DERECE

Hava sıcaklığının 40 dereceyi geçtiği bölgedeki şartlar, yangınların daha da büyümesine neden oldu. Meteoroloji, termometrelerin hafta sonuna kadar 40 dereceden aşağıya inmeyeceği tahminini yapıyor.

İsrail İtfaiye ve Kurtarma Servisi, Lübnan ve Suriye sınırındaki birçok noktada aynı anda yangın çıktığını bildirdi. 30 ayrı itfaiye ekibi Yukarı Celile ve İsrail'in işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'ndeki alevlerle savaşıyor.

Yangınla mücadelede altı askerin yaralandığı bilgisi var, İsrail medyası alevlerin önüne geçebilmek için takviye ekipler istendiğini bildiriyor.

Sosyal medyada paylaşılan videolarda, Lübnan sınırındaki yasa dışı yerleşimlerdeki İsraillilerin paniğe kapıldığını, alevlerin hızla evleri sardığı görüldü.

İtfaiye ve Kurtarma Servisi, bu sabah yaptığı açıklamada yangınların büyük bölümünün kontrol altına alındığını aktardı.

FAŞİST BAKAN: TÜM LÜBNAN'IN YANMA ZAMANI GELDİ

İsrail koalisyon kabinesindeki faşist bakanlardan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, yangınlar nedeniyle öfkesini "Tüm Lübnan'ın yanma zamanı gelmiştir" cümlesiyle gösterdi.

İsrail'in bir önceki başbakanı aşırı sağcı Naftali Bennett, Netanyahu hükümetini eleştirip kuzeyin kurtarılması gerektiğini söyledi. "Yangın yayılıyor, İsrail'in kuzeyi yanıp kül oluyor" diyen Bennett, sosyal medya mesajında şehirlerin enkaza dönüştüğünü yazdı.

Sınırın kuzeyinde, Lübnan tarafında da İsrail'in topçu ateşi nedeniyle yangınlar çıktı. Lübnan resmi haber ajansı, orman yangınının ciddi hasara yol açtığını, evlerin yanı sıra zeytin ağaçlarına zarar verdiğini bildirdi.

İran destekli Hizbullah ve İsrail ordusu, son olarak 2006 yılında savaştı.

Dokuz aydır devam eden son çatışmalarda Hizbullah yüzlerce üyesini kaybetti. İsrail işgal ordusunun saldırılarında aralarında çocuklar, kadınlar ve gazetecilerin de bulunduğu onlarca sivil yaşamını yitirdi.

İsrail tarafında ise üst düzey komutanların da yer aldığı 14 asker öldü, sınır hattındaki birçok yerleşim tahliye edildi.

ABD lideri Joe Biden'ın hafta sonu ilan ettiği üç aşamalı ateşkes planının geleceği belirsizliğini koruyor. İsrail kendi önerisi olan planı değiştirmek isterken, Washington gözlerin Hamas'a çevrildiğini bildirdi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi İletişim Danışmanı John Kirby, basın toplantısında planın İsrail’e ait olduğunun altını bir kez daha çizdi. Kirby, Hamas’ın kabul etmesi halinde ilk aşamada bir grup rehinenin serbest kalacağını ve İsrail ordusunun nüfus merkezlerinden çekileceğini söyledi.

Beyaz Saray yetkilisi Kirby, planın bazı ayrıntıları açıklanmadan önce İsrail ile görüştüklerini ve Tel Aviv tarafından planın açıklanmasına bir itiraz gelmediğini de ekledi.

İsrail tarihinin en sağcı hükümetini kuran Başbakan Binyamin Netanyahu, faşist koalisyon ortaklarıyla ateşkes isteyenlerin baskısı altında.

Hamas ortadan kaldırılmadan savaşın bitmeyeceğini savunan Netanyahu, planı kabul etmesi halinde iktidarını yitirebilir. Beklendiği gibi aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, hükümetten çekilme tehdidini çoktan savurdu bile.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller ise, İsrail hükümetinde Washington'ın desteklediği ateşkes teklifine karşı olan insanlar olduğunu söyledi.

Gazeteciler, sözcü Miller'a Tel Aviv'in kendisinin masaya getirdiği teklif için ABD'nin neden İsraillilere yalvarmak zorunda kaldığını sordu.

Matthew Miller, planın İsrail'e ait olduğunu yineledi ancak hükümetteki diğer isimleri ikna etmek için yalvardıklarını söylemekle yetindi.

Üç aşamalı plan şöyle:

Birinci aşama: Altı haftalık ateşkes olacak. İsrail güçleri Gazze’deki nüfus merkezlerinden çekilecek. Yaşlılar ve kadınlar dahil rehineler yüzlerce Filistinli mahkum karşılığında serbest kalacak. Filistinli siviller Gazze’ye dönecek. Günde Gazze’ye 600 TIR insani yardım iletilecek.

İkinci aşama: Hamas ve İsrail saldırılara kalıcı olarak son verilmesi için koşulları müzakere edecek. Müzakereler devam ettiği sürece ateşkes de devam edecek.

Üçüncü aşama: Gazze için kapsamlı bir yeniden inşa planı uygulanacak.