Tarkan’ın yeni şarkısı “Giden Dönmüyor” yayınlandı ve her yeni Tarkan şarkısının ardından olduğu gibi, “Tarkan çok bozdu abi” sezonu açıldı. Tarkan’dan ne istiyorlar anlamıyorum doğrusu. Eli yüzü düzgün bir Tarkan şarkısı işte. Sözler sanırım yakın zamanda yitirdiği annesine yazılmış, ama bazı satırlar tam da öyle değil gibi. Sanki daha genel bir ‘gidene ağıt’ gibi duruyor. X’te birisi şarkının yurt dışına giden gençlere yazıldığını söylemiş. Çok güldüm. Herkes kendince yorumlayabilir, herkesin bir gideni var nasılsa. Tarkan bunu biliyor elbette. Üstelik halkımız dans ederek ağıt yakmayı benimsemiştir. Vücudunuz sallanabilir ama yüz ifadeniz ciddi olacak.

Haberin Devamı

İyi güzel de neden Tarkan bu kadar eleştiriliyor? Mesela Spotify’ın New Music Friday Türkiye listesinde en başta Tarkan var. Altında Zeynep Bastık. Şarkının adı “Kör Sevdam”. E o da klişe, sıradan bir şarkı işte. Klasik pop baladı. Hafif Akdenizlilik (ne de olsa yaz geliyor), sevgiliye sitemler, gidene ağlamalar. Tatil yörelerinde, gün batımında yanık tenle Instagram’da eski sevgilinin hesabını stalk’larken dinlemek için güzel bir şarkı neticede.

Geçiyoruz, Mert Demir’in yeni şarkısı “Bi Gece Gidebilirim”. Gene sevgiliye sitemler, ilişkiden bir türlü tatmin olmama hâlleri, “bir gece ansızım gidebilirim” pasif agresifliğiyle karşındakine hayatı dar etmek... Altyapılar Tarkan’a göre daha modern elbette, ve daha güncel (aslında her altyapı Tarkan’a göre daha güncel). Maça Kızı’nda ve o tip beach şeylerinde akşamüstleri cin tonik saatleri oluyor. Asgari ücretten daha pahalı renkli mayolarının üzerine, bir iki düğmesi açık beyaz gömleklerini giymiş rüzgâra karşı sallanan adamlar ve bikinilerinin üzerine tiril tiril (adını tam bilmediğim) yaz şeyleri giyen kadınlar güneş gözlüklerinin ardından birbirlerini süzüyorlar. İşte oralarda iyi gider.

Güvenli tekdüzelik

İndim aşağı, Hande Yener var. Kimbilir kaç yüzüncü altına Dua Lipa’nın “Future Nostalgia” albümündeki disko ritimlerinden döşenmiş ‘90’lar pop şarkısı melodisiyle “yakarım kalbimi”, “yaz geliyor” gibi cümleler kurarak bıkıp usanmadan yazı kucaklıyor.

Haberin Devamı

Daha aşağılara iniyorum Sefo ve diğer beach club rapçileri. Aynı tas aynı hamam. Bad Bunny son haftalarda ne yaptıysa alta döşe üzerine Türkçe kafiyeli bir şeyler söyle. Ve bunu yaz boyunca iki haftada bir tekrarla.

Bu sıradanlıkta, kendini tekrar etmeyi sanat hâline getirmiş bu güvenli tekdüzelikte, onlarca yeni ismin, farklı türler altında her hafta ‘90’lar Türkçe popuna özgü aşk acılarını, arabeskin ezikliğini, ergen bunalımlarını yeniden ürettiği bu ortamda Tarkan kendini tekrar etmiş çok mu? Yanlış anlamayın klişeler, kendini tekrar etmek, tekdüzelik sanıldığı kadar kötü şeyler değil. Benim hoşuma gidiyor. İyi ve kendini kanıtlamış şey klişe olur. Klişeye saygı duymayan yeni bir şey üretemez.

Dönelim Tarkan’a. Evet şarkı yapay zekâdan fırlamış gibi jenerik. Evet kişisel dokunuştan yoksun bir programlanmış altyapı döşenmiş gene, ve evet Tarkan yine aynı melodileri ve iniş çıkışlı vokallerini tekrar etmekte daha önce onlarca kez yaptığı gibi, ve evet yine 1990’ların 2000’lerin Tarkan’ını yeniden üretiyor ve aynısını tekrar edince yine yeniden orijinal Tarkan’a yeniliyor. Ama olsun. Tarkan yine de Tarkan’dır. Sesini duyunca toparlanır önünüzü iliklersiniz ya da piste çıkar coşarsınız. Fazla da düşünmemek lazım…

Haberin Devamı

Tarkan’ı neden eleştiriyorlar

Haftanın albümü

“Instant Holograms On Metal Film” Stereolab

İngiliz – Fransız ortak yapımı deneysel popçular Stereolab, 2010’dan bu yana yaptıkları ilk albümle karşımızdalar. 1992’den bu yana aktif olan ekip Londra’da kurulup gelişti ama ilginç bir şekilde kendini dönemin Londra’sında gelişen müziklerin etkisinden soyutlamayı becerdi. Laetitia Sadier’nin kendine has duygusal robotik sesi ve Fransızca aksanlı İngilizcesinden tutun da synthesizer efektlerinin yarattığı teknolojik sound, davul, hatta şarkılarındaki armoni her zaman özel oldu ve duyana kendini hemen tanıttı. Yıllar içinde bitti artık dedik Stereolab için. Çünkü derleme albümler dışında pek bir yeni müzik çıkarmadılar bu dönemde. Ancak durum hiç öyle değil.

Yeni albüm kariyerlerinin en iyileri arasına girebilecek denli güçlü, 1992’den bu yana faal olan bir grubun güncelliğini hiç kaybetmeden günümüz dünyasına bakışını yansıtıyor. “Mystical Plosives”, “Electrified Teenybop”, “If you Remember I Forgot How To Dream”, “Flashes From Everywhere”, “Vermona F Transistor” birbirinden ilginç 13 yeni şarkıdan ilk dinleyişte dikkat çekenler.

Yeni dünyayı teknolojik faydacılığın şekillendirdiği gündelik pratikler üzerinden değil, psikolojik açıdan anlamaya çalışıyor Stereolab. Benim ilgimi çekti.

OSZAR »