TÜİK verilerine göre Türkiye’de doğurganlık hızı 2023’te 1,51’e gerileyerek nüfus yenilenme eşik değeri olan 2,1’in altına düştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sonucu “endişe verici” olarak nitelendirdi ve “Açık söylüyorum, Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir. Bu konuda yeni uygulamaları devreye alacağız” dedi. Doğurganlık hızındaki düşüş, kadınların doğuma teşvik edilmesine ideolojik ve karikatürize ederek yaklaşanlar bir kenara bırakıldığında, sosyoloji, nüfus bilimi, sağlık, çalışma yaşamı uzmanlarına kulak verildiğinde bir çok açıdan tehlike ihtiva ediyor. 

Haberin Devamı

AK Parti’de konuya ilişkin bir dizi çalışma deyim yerindeyse seferberlik anlayışıyla başladı. Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çalışmaya ilişkin AK Parti strateji ekibine bir sunum yaptı. Parti Kadın Kolları da pazartesi günü “Nüfus Dinamikleri Riskler, Uluslararası Uygulamalar, Politika Önerileri Çalıştayı” düzenledi. Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşe Keşir’in davetiyle katıldığım çalıştayda siyasiler, bakanlık temsilcileri, nüfus bilimi, sosyoloji, halk sağlığı, kadın sağlığı, çalışma yaşamından akademisyenler ve uzmanlar, STK’lar, meslek örgütleri temsilcileri buluştu.  

Keşir: Doğurganlık hızı ulusal güvenlik meselesi

“Bu hızlı düşüş nasıl durdurabilir?” ve “Doğurganlık hızı nasıl artırılır?” sorularına cevap almanın hedeflendiği çalıştayda araştırmalarla, dünya örnekleriyle desteklenen sunumlar dinledik. Çalıştaydaki bazı tespitleri ilerleyen günlerde aktarmaya devam edeceğim. Ama konuya ciddiyetle yaklaşılması gerektiğini gösteren bir veriyi Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt’un sunumundan buraya taşıyayım. Gelişmiş ülkelerde zamana yayılarak gerçekleşen süreç, Türkiye’de müthiş hızlı gerçekleşiyor. İngiltere’de 6 çocuktan 3 çocuğa düşüş 97 yılda gerçekleşirken, Türkiye’de 27 yılda yaşanmış. Yine İngiltere’de 112 yılda 3 çocuktan 1.5 çocuğa gerilerken, Türkiye bu noktaya 32 yılda gelinmiş. Eryurt, toplumlar yeterince kalkınmadan bu gerilemeler gerçekleştiğinde atılacak tedbir adımlarının da hızlandırılması gerektiğini vurguladı. 

Haberin Devamı

İki kritik eşik aşıldı 

Çalıştay arasında sohbet ettiğimiz Kadın Kolları Başkanı, Düzce Milletvekili Ayşe Keşir de “Artık ‘tehlike sinyali’ dahi diyemiyoruz, seferber olunacak durumdayız. Bildiğimiz iki kritik eşik var: Birincisi 2,1 eşiği. Bu eşikten sonra nüfus yenilenmiyor. Bir başka kritik eşik ise 1,9. 1,9’dan sonra düşüşü geriye çevirmek zorlaşıyor. Doğurganlık hızı konusu ulusal güvenlik konusudur. Tam anlamıyla beka meselesidir” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır üç çocuk ısrarında bulunurken, yaklaşımını eleştirenler, kadınların doğurmaya, eve bağlanmaya zorlandığını savundu. “3 Çocuk” söyleminin siyasi değil verilerle ortaya konulan tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik bir çağrı olduğunu vurgulayan Keşir, “Gelinen nokta Sayın Cumhurbaşkanımızın çok uzun zamandır özellikle bu konuya ısrarla vurgu yapmasının ne denli önemli olduğunu da gözler önüne sermiştir. İş ve aile uyumlaştırma düzenlemeleri ile Aile ve Gençlik Fonu başta olmak üzere birçok politika bu amaçla geliştirildi. Doğurganlık hızını artırmayı başaran ülkelere bakıldığında “Aile-iş uyumlaştırma düzenlemeleri, kamu destekli çocuk bakım uygulamaları” gibi düzenlemeler kadınların doğurganlığında artış sağlıyor. Kamuoyunda bilinenin aksine uygulanan teşvik politikalarının etkisiyle OECD ülkelerinde eğitim ve istihdam arttıkça doğurganlık artıyor. İnsani kalkınma doğurganlık hızını artırıyor” ifadesini kullandı.  

Haberin Devamı

Keşir, yıllarca tek çocuk politikası yürüten Çin’in de doğum politikalarını değiştirdiğini, dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkenin bile “3 çocuk politikası” ile doğurganlık hızını artırmaya çalıştığına dikkati çekti. Önümüzdeki günlerde Fransa başta olmak üzere aynı sorunu yaşayan başka ülkelerin neler yaptıklarını da örnekleriyle aktaracağım. 

OSZAR »