Tahran Diyalog Forumu (TDF) 2025’te katılımcıların en çok ilgi gösterdiği oturumlar nükleer müzakereleri konu alanlardı. Diplomatlar, gazeteciler ve akademisyenler ayrıca ABD ile yürütülen dolaylı görüşmelerin bir sonraki turuna dair cevapların da peşindeydi. Başta Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan olmak üzere, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İranlı diplomat ve panellerdeki konuşmacı akademisyenlerin bu iki konudaki ortak vurguları mealen şöyle özetlenebilir: “Uranyum zenginleştirmenin sıfırlanması söz konusu değil. Yaptırımlara rağmen ortaya çıkardığımız bir gurur tablomuz var ve bundan ödün vermeyiz”, “ABD’liler ile diplomasinin sürmesini isteriz ama saygılı bir dil kullanırlarsa. Tehdit etmeye kalkmasınlar”. “Ha bir de mesajları çok karışık!” diye ekliyorlar.

Haberin Devamı

İran’ın nükleer programı konusunda durduğu yer net. 1950’lerde ABD’nin desteği ile başladığı, 1979 Devrimi’nden sonra Batılı ortakları tarafından terk edildiği, uzun süredir uygulanan yaptırımlara, ödediği bedellere rağmen geldiği ve barışçıl olduğunda ısrar ettiği çalışmaları konuşmaya hazır ama sıfırlanması tartışmaya kapalı. İranlı üst düzey bir yetkili zenginleştirme miktarı, yeri, içeriği, kapasitesi, makineler gibi başlıkları yaptırımların kaldırılmasına güvence oluşturmak için “saygılı bir dil ile” ve “kazan kazan anlayışı”yla konuşmaya hazır olduklarını belirtiyor. Bunun tercümesi; “Benim garantim ne?”.

İranlılar, ABD’liler ile yakın zamana kadar görüşmelerin iyi gitmekle birlikte son dönemde kafa karıştırıcı mesajlar geldiği kanaatinde. Kamuoyu önünde konuşmama mutabakatını, ABD’nin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff’un ABC kanalına verdiği, “Çok ama çok net bir kırmızı çizgimiz var, o da uranyum zenginleştirme konusu. Zenginleştirme kapasitesinin yüzde 1’ine bile izin veremeyiz” demeciyle bozduğu düşünülüyor. İran Dışişleri Bakanı Arakçi’nin de bunu karşılıksız bırakmadığı belirtiliyor. İran tarafında, Trump yönetiminin iç ve dış baskılar altında olduğu ancak devam etmek için bir karar vermesi gerektiği görüşü var. Bir gün Trump’tan, bir gün Witkoff’tan bir gün Dışişleri Bakanı Rubio’dan açıklama gelmesi “düşündürücü” bulunuyor. İranlılar kendileri dışında da aynı tespiti yapan ülkeler olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

23 Mayıs Cuma günü Roma’da yeni bir tur görüşme olup olmayacağı ise anlaşılan perde arkası temas trafiği ile netleşecek. İran Dışişleri Bakanı Arakçi, TDF 2025’te Umman ve Katar Dışişleri Bakanları ile görüştü. Üçüncü bir yol arayışının mümkün olup olmadığının değerlendirildiği anlaşılıyor. İranlı üst düzey bir yetkili, “Böyle olacaksa görüşmeye gerek yok. Şu an en iyisi ne olur diye düşünüyoruz. Diplomasinin sürmesini istiyoruz” dedi. Anlaşılan İran eğer bu hafta Roma’ya gidecekse de çok umutlu gitmeyecek. İran Dini Lideri Ali Hamaney de dün, helikopter kazasında hayatını kaybeden eski Cumhurbaşkanı Reisi için düzenlenen törende, “Reisi döneminde dolaylı görüşmeler oldu ancak sonuç alınamadı. Hâlâ işe yarayacağını düşünmüyoruz ve ne olacağını bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

TDF’de düzenlenen oturumlardan biri “Atomlar ve Koalisyonlar: Bölgesel Nükleer Silahsızlanmayı Yeniden Düşünmek” başlığını taşıyordu. Ağırlıkla Pugwash Konferansı ülke temsilcilerinin konuşmacı olduğu oturumda İtalyan üye Paolo Cotta, elinde nükleer silahlar olan İsrail’e baskı yapan, onu masaya çekmek isteyen kimse olmadığına dikkat çekti. Bu gerçeklik de ortadayken, kırmızı çizgi iddiası İran için fazla değil mi?

OSZAR »